AYM’den İşe İade Davalarında Asıl İşveren-Alt İşveren İlişkisine İlişkin Zorunlu Arabuluculuk Düzenlemesine İptal Kararı
Anayasa Mahkemesi (“AYM”), 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasını, işçinin mahkemeye erişim hakkını ölçüsüz biçimde sınırladığı gerekçesiyle iptal etmiştir. Düzenleme, işe iade davalarında asıl işveren ve alt işverenin arabuluculuğa birlikte katılmasını ve iradelerinin uyuşmasını şart koşuyordu. AYM, bu şartın işçiye ağır ve orantısız bir külfet yüklediğini belirterek düzenlemeyi ölçülülük ilkesine aykırı bulmuştur.
23.10.2025

Giriş
Adana 6. İş Mahkemesi’nin itiraz başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi (“AYM”), 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun (“Kanun”) 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasının Anayasa’nın 36. maddesine aykırı olduğu kanısıyla iptalini talep etmiştir. İptali istenen düzenleme, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde, işe iade talebiyle arabuluculuğa başvurulduğunda, anlaşmanın sağlanabilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmalarını ve iradelerinin birbirine uygun olmasını şart koşmaktadır.
AYM, Esas Sayısı 2024/157 ve Karar Sayısı 2025/121 olan kararı (“Karar”) ile, söz konusu düzenlemenin Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırı olduğuna hükmetmiş ve oyçokluğuyla iptaline karar vermiştir. Karar, 3 Haziran 2025 tarihinde verilmiş olup,17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır ve yayımlandığı tarih itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
İptali İstenen Düzenleme
Kanun’un 3. maddesinin (15) numaralı fıkrası doğrultusunda asıl işveren–alt işveren ilişkisinin mevcut olduğu hâllerde, işe iade talebiyle arabuluculuğa başvurulması durumunda, taraflar arasında anlaşmanın sağlanabilmesi için her iki işverenin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılması ve iradelerinin birbirine uygunluk göstermesi zorunluydu. Ancak AYM’nin Karar’ı ile söz konusu düzenleme, Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir.
Kararın İçeriği
AYM, itiraza konu düzenlemeyi, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkı ve 13. maddesinde düzenlenen temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması kapsamında, özellikle ölçülülük ilkesi doğrultusunda incelemiştir. AYM'ye göre itiraz konusu kural işe iade talebiyle arabuluculuğa başvurulduğunda, anlaşma şartını asıl işveren ve alt işverenin birlikte katılımı ve iradelerinin uyuşmasına bağlayarak mahkemeye erişim hakkına yönelik bir sınırlama getirmektedir.
Hukuki Değerlendirmeler
AYM’nin iptale konu düzenlemeye karşı yaptığı hukuki değerlendirmeler sırasıyla şu şekildedir:
1. İşçiye Yüklenen Ölçüsüz Külfet ve Mahkemeye Erişime Sınırlandırma
AYM, iptale konu düzenlemenin işe iade talebinde bulunan işçiye asıl işveren-alt işveren ilişkisini tespit etme ve arabuluculuk sürecini her iki işveren aleyhine yürütme zorunluluğu getirmesinin, işçiye katlanılamayacak bir külfet yüklediği sonucuna ulaşmıştır.
- İlişkiyi Tespit Etme Yükümlülüğü: AYM, işçinin asıl işveren ile alt işveren arasındaki hukuki ilişkiden haberdar olmamasının dahi mümkün olduğunu belirtmiştir. Asıl işveren ile alt işveren arasındaki hukuki ilişkinin alenileştirilmesi zorunluluğu dikkate alındığında, işçinin bu ilişkiden haberdar olmamasının ihtimal dahilinde olduğunu tespit etmiştir.
- Hak Kaybı Riski: İptale konu düzenlemeye göre, işe iade talebiyle sadece alt işveren aleyhine arabuluculuğa başvuran ve sonrasında dava açan işçi, yargılama sonucunda asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı tespit edilirse ve her iki işveren aleyhine birlikte arabuluculuğa başvurmadığı anlaşılırsa, davasının reddedilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, işçiye alt işverenin tutumundan kaynaklanan ve kendisinden beklenemeyecek bir külfet yüklemektedir.
- Mahkemeye Erişimin Zorlaştırılması: İşçi, gerçek işvereni tespit etmiş olsa dahi, her iki işveren aleyhine arabuluculuğa başvurmak ve hatta bu süreçte iki işverenin irade uygunluğunu sağlamak zorunda bırakılmaktadır. AYM, bu zorunluluğun işçinin mahkemeye erişim hakkından yararlanmasını gereksiz yere zorlaştırdığını ve ölçüsüz bir sınırlama getirdiğini değerlendirmiştir.
2. Orantılılık İlkesinin İhlali Değerlendirmesi
AYM, iptale konu düzenlemenin yargılamada taraf sorununun oluşmasını önleme ve asıl işveren ile alt işverenin arabuluculuk sürecine katılımını sağlama gibi meşru kamusal yarar amaçları taşıdığını kabul etmiştir. Ancak AYM, bu amaçlara ulaşmak için getirilen sınırlamanın ölçülülük ilkesi yönünden gerekli ve orantılı olup olmadığını detaylıca incelemiştir.
- Gereklilik İlkesinin Aşılması: AYM, iptale konu düzenlemenin öngördüğü zorlayıcı şartın, ulaşılmak istenen amaca göre orantılılık sınırını aştığı kanaatine varmıştır. Arabuluculuk sürecine katılım ve anlaşma için işverenlerin iradelerinin uygun olmasının zorunlu tutulması, arabuluculukla beklenen faydayı sağlayacak en hafif sınırlama aracı değildir. AYM’ye göre daha hafif tedbirlerle de aynı sonucun elde edilmesi mümkündür.
- Makul Denge ve Orantısızlık Tespiti: AYM, iptale konu düzenlemenin getirdiği zorunluluğun kamu yararı (taraf sorununun önlenmesi) ile işçinin mahkemeye erişim hakkı arasında makul bir denge kuramadığını tespit etmiştir. İşçiye, yabancısı olduğu asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığını tespit etme ve arabuluculuk sürecini yürütme külfetinin yüklenmesi, bireysel yarar aleyhine ölçüsüz bir durum yaratmıştır.
Tüm bu değerlendirmeler sonucunda AYM, düzenlemenin orantılılık (ölçülülük) ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşmıştır ve Kanun’daki düzenlemenin iptaline karar vermiştir.
Sonuç
AYM, Kanun’un 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasının, mahkemeye erişim hakkına ölçüsüz bir sınırlama getirdiği gerekçesiyle Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırı olduğuna hükmetmiş ve iptaline karar vermiştir. Söz konusu Karar ile birlikte, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu işe iade davalarında, işçinin arabuluculuk sürecindeki işverenlerin birlikte katılımı ve irade birliği şartı yasal dayanağını kaybetmiştir.
Karar’ın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
-
Törehan Büyüksoy
Managing Partner
-
Doğukan Mahir Fındık
Legal Trainee